metrika yandex
  • $42.1
  • 48.56
  • GA39540

Haberler / Kültür - Sanat

UMRAN DERGİSİ: İSRAİL BARBARLIĞINA NASIL SON VERİLİR?

17.10.2025

 

Umran dergisi Ekim 2025 tarihli 374. sayısında İsrail barbarlığını ele alan bir manşetle çıktı.

Umran Dergisi Yoculuğuna Kararlılıkla Devam Ediyor.

Derginin Bu Ayki Manşeti: İsrail Barbarlığı Nasıl Durdurulablir?

7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı’ndan bu yana dünya, Ortadoğu tarihinin en korkunç ölüm ve yıkım sahnelerine şahitlik etmektedir. Ki bu harekâtın açık amacı, Jared Kushner’in Donald Trump adına yürüttüğü İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasındaki İbrahim Antlaşmaları’nı engellemekti. 

     Bu bağlamda Umran dergisinde İsrail barbarlığı, vicdanın yankılanan haykırışı, Filistin’i tanıma dalgası ve bölgesel ittifakların yanı sıra Ortadoğu’daki ve dünyadaki gelişmeler ele alınıyor. Ayrıca hevasını ilahlaştıranlarla mücadele, Avrupa’nın durumu, Ortadoğu’daki diğer gelişmeler, İslâmcılık karşıtlığı, Trump’ın neoliberal gündemi, z kuşağı üzerinde duruluyor.

     Türkiye ve Dünya Gündemi

Burhanettin Can 21. asırda ümmet şuurunun yeniden inşası bağlamında ortaya çıkan problemlerden bağy üzerinde duruyor. Max Planck Toplum Araştırmaları Enstitüsünün fahri direktörü Wolfgang Streeck “Başka Bir Avrupa Mümkün mü?” başlıklı yazısında Avrupa krizini ve Alman sorununu dünyadaki gelişmeler zaviyesinden yorumluyor. Kristina Murkett Z Kuşağı’nın sahipsizliği ile yitikliği arasında bir bağ kuruyor.

Mehmet Akın Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenen “Şiddetin Müşterek Kalıpları: İdeolojik Temelli Aşırılıkçılığa Çağdaş Yaklaşımlar” başlıklı konferansı değerlendiriyor. Ona göre konferansın esas amacı Müslüman Kardeşler hareketinin eleştirisinde de görüldüğü üzere İslâmcılık karşıtlığı. Branko Milanovic “Trump Neoliberal Gündemi Doğrudan Araçlarla Sürdürüyor” yazısında merkez bankalarının siyasetten arındırılmasının yol açtığı problemler üzerinde duruyor.

Ortadoğu’dan dünya meselelerine uzanan çeviriler ise Hani Avad’ın “Kafka Gazze’de: Böceklere Dönüşmeye Karşı Nasıl Direnebiliriz?” yazısıyla başlıyor. Avad, İsrail’i Filistinlileri insanlık dışı bir varlığa dönüştürmeyi bilinçli bir siyaset hâline getirişini Kafka üzerinden değerlendiriyor.

Tarık Ez-Zumer Doha’daki suikast girişiminin mesajları ve önümüzdeki dönemin özelliklerine dikkat çekiyor. İman Ed-Dayimi “Arap ve İslâm Ülkelerinde Kaybolan Denklem” başlıklı yazısında organize akıl, adil güç ve asil haysiyetin bir araya gelmesi için yapılması gerekenlerin altını çiziyor. 

Abdulbari Atwan “Sayın Abbas Günlerin Sınırlı Ancak Direniş Baki!” yazısında Mahmud Abbas’ın BM’de Filistin halkının hem ülke içinde hem de sürgündeki sıkıntılarını, mücadelelerini, mirasını, kararlılığını ve direnişini yansıtmayan konuşmasını eleştiriye tabi tutuyor. 

 

     

Küresel Vicdan, Tanıma Dalgası ve Bölgesel İttifaklar

Siyonistlerin Filistin halkına karşı soykırım yapmak için kullandıkları model, Avrupalılar tarafından, toprak çalmak ve yerlileri öldürüp yağmalamak için büyük gemilerle dünyayı nasıl dolaşacaklarını keşfettiklerinde icat edilmişti. Trump’ın buyurgan keyfiliğinin etkisini henüz hissetmeyen tek ABD müttefiki olarak öne çıkan İsrail’in Filistin’de yaptığı tam anlamıyla bu, ancak Avrupa’nın tüm güçlü ülkeleri de yüzyıllardır aynı şeyi yapıyor.

Bir zamanlar dünya sisteminin ana üssü Britanyalı emperyalist oyunlar ve oyunculara özgü olan her şey artık İsrail sömürgeciliğine özgü duruma geldi. İsrailliler ne yaptıysa onlardan öğrendiler. Zaten onların yıkıcı gücünün büyük bir kısmı, açgözlülükten ve açgözlülüğün iyi bir şey olduğuna dair felsefi inançtan kaynaklanır. Unutmamak gerekir ki Ortadoğu’nun ister entelektüel ister beşerî düzlemde fazlasıyla karmaşık hâle gelmiş bugünkü ortamında yalnızca İslâm dünyası değil, bütün dünya yeni bir nefese ihtiyaç duymaktadır.

Derginin bu çerçevede hazırlanan dosyasına Mustafa Aydın “Ortadoğu’nun Ortası: Yeniden Yapılandırma Projesi”, Metin Alpaslan “Doha Saldırısı Bir Dönüm Noktası Kaotik Bir Kırılma ve Diplomasinin Çöküşü”, Ömer Behram Özdemir “Doha’da İsrail Saldırısı ve Körfez Güvenliğinin Geleceğine Etkisi”, Mehmet Furkan Ören “İsrail’in Teo-Politik Karakteri”, Israel Shamir “Hristiyan Mabetleri ve Yahudi Devleti” başlıklı yazılarıyla katkı sunuyor.

Kritik, Yaşayan İslâm ve Kültür Sanat

Derginin kritik bölümü Mustafa Akman’ın Aliyyü’l-Kârî değerlendirmesi ile başlıyor. Akman, âlimlerin siyasi erkten ve bürokrasiden uzak durması gerektiğini düşünen âlimin çeşitli görüşleri kritiğe tabi tutuyor.

Nazgülü Çarkanat Mayıs ayında aramızdan ayrılan Beynun Akyavaş’ın yazılarını ve kitaplarını gündeme taşıyor. “Beynun Akyavaş:  Sessiz, Vakur ve Verimli Bir Ömür” başlıklı yazıda Akyavaş’ın hayatı, Türkçe ve İstanbul sevgisi çeşitli yönleri ile tasvir ediliyor.

Aytaç Ören “Yaşayan İslâm” bölümündeki Cuma Kayıtları’nı “Yağmur Herkesin Şimdisini Islatır” başlıklı yazısıyla sürdürüyor.

Derginin kültür sanat sayfalarında Richard Falk Filistinli ünlü yönetmen Rashid Masharawi’nin Gazze’nin anlatılmamış hikâyelerine odaklanan kısa filmlerini değerlendiriyor.

Metin Önal Mengüşoğlu yıllar sonra enfes bir romanla aramıza dönen Bülent Akyürek’in son romanına “Asla Satılamayan Adamın Romanı” başlıklı yazısıyla dikkat çekiyor.

Mevlüde Acartürk doğumunun 90’ıncı, vefatının 20’nci yılında Muhammed Han Kayani’ye yakından bakmayı deniyor. “Muhammed Han Kayani: Pakistan’dan Türkiye’ye Mütefekkir Bir Mütercimin Dünyası” başlıklı yazı aynı zamanda İslâm dünyasının geçen yüzyıldan günümüze uzanan sorunlarına da ışık tutuyor.

Ömer Kantarcı kitapları kadar aktüel konuları değerlendiren irili ufaklı yazılarıyla canlı bir fikir platformu olan Ercan Yıldırım’ın sitesindeki metinlere dikkat çekiyor.

Halim Sezer Ağustos ayında aramızdan ayrılan Ömer Ziya Belviranlı’nın hayatını Türkiye’nin normalleşme süreçleri, imam hatipler, yüksek İslâm enstitüleri ve yayıncılık zaviyesinden anlatıyor.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş